by
Hakan Cömert | Haz 17, 2025
“Deniz sedimentlerinden alınan karotları analiz ederken, her katmanın binlerce yıl öncesine ait iklimsel bir mesaj taşıdığını fark etmek büyüleyiciydi. Bu projede yalnızca teknik beceriler edinmedim; aynı zamanda bir araştırmacı gibi düşünmeyi, ekip içinde üretmeyi ve büyük verilerle çalışmayı öğrendim.”
İTÜ Lisansüstü Eğitim Enstitüsü yüksek lisans öğrencisi Merve Uslu, akademik kariyerinin başında, Ege Denizi’nin binlerce yıllık iklim hafızasını çözümlemeye yönelik öncü bir projede yer alarak disiplinlerarası bir bilimsel deneyimin parçası oldu. Paleooşinografi alanında uzmanlaşmak isteyen Uslu, sahadan laboratuvara, veri analizinden bilimsel yorumlamaya kadar uzanan bu süreçte hem teknik yetkinlik kazandı hem de bilimsel düşünme biçimini derinleştirdi.
“Deniz sedimentlerinden alınan karotları analiz ederken, her katmanın binlerce yıl öncesine ait iklimsel bir mesaj taşıdığını fark etmek büyüleyiciydi. Bu projede yalnızca teknik beceriler edinmedim; aynı zamanda bir araştırmacı gibi düşünmeyi, ekip içinde üretmeyi ve büyük verilerle çalışmayı öğrendim.” diyerek süreci özetliyor Merve.
Uslu’nun yer aldığı "Ege Denizi Holosen Dönemi İklim Kayıtlarının Çoklu Parametre Yöntemlerle İncelenmesi ve Gelecekteki İklim Değişikliklerine Duyarlılığının Değerlendirilmesi" adlı TÜBİTAK projesi, Doç. Dr. Demet Biltekin’in yürütücülüğünde İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü’nde hayata geçiriliyor. Çalışmada, Ege Denizi’nin kuzeyinden güneyine uzanan bölgelerdeki Holosen dönemine ait iklim ve çevresel değişiklikler yüksek çözünürlüklü olarak inceleniyor. Edremit, Güllük ve Gökova körfezlerinden alınan deniz sediment karotları; karbon-14 tarihleme, X-Işını Floresans Spektroskopisi (XRF), oksijen-karbon izotop analizleri, foraminifer ve polen analizleri gibi çok sayıda yöntemle değerlendiriliyor.
Bu analizlerle, bölgenin binlerce yıllık iklim geçmişine dair detaylı bir kronoloji oluşturuluyor. Amaç, Ege Denizi'nin iklimsel değişimlere ne ölçüde duyarlı olduğunu ortaya koymak ve bu bilimsel birikimi geleceğe yönelik çevresel politika ve öngörüler için temel haline getirmek.
Lisansüstü öğrencilerimiz yalnızca bilimsel veri üretmiyor, aynı zamanda sahada deneyimleyen, laboratuvarda sorgulayan ve geleceğe yön verecek araştırmacılar olarak yetişiyor.